16 Şubat 2013 Cumartesi

En güzel yazımı yazdım 4 harften oluşan

Sensizlik ile devam ediyorum Papatyam. Çünkü ben merak ediyordum bensiz ne yaptığını, ne düşündüğü, ne yediğini, nerede olduğunu. Aklıma gelenleri yazıyorum. Düşüncelerimi sunuyorum.

Yorgun geçen bir gün, ardında göz kapaklarıma uykuyu hapsetti sanki. Yatsam seni göreceğimi bile bile, gözlerimden uyku aka aka uyumuyorum inatla. Daha o vakitlerde sen beni tanımıyorsun, ben de seni. Fakat öyle bir çekim hissediyorum ki uyuyamıyorum sen kapatmadan gözlerini. Ciğerlerimde böğürtlen kokusu dolaşıyor. Ellerim yazmaktan yorgun ama görevini en iyi şekilde yerini getiriyor. Tek sorun gözlerim yani. Kapadım gözlerimi öyle yazayım dedim. Karşımda sen varsın papatyam. Açamıyorum şimdi de. Gülüyorsun o fotoğrafın aklıma kazınmış. Gözlerin parlıyor, mutlusun, huzurlusun. O an o fotoğrafı ben çekseydim dedim kendi kendime. Görecek miyim acaba güzel gülümsemeni. Gelecek mi öyle bir gün diyordum. Birden sorgulamaya başladım kendimi cevapları da ardından geldi zaten. İnsan sever mi tanımadığı birini? Yaratan koyarsa gönle sevgiyi görmeye ne gerek var ki dedim. Hem 10 yıldır tanıdığını bile tanımadığını anlıyorsun zamanla. Sonra arkasından geldi. Ne temenni edeceksin, neyin var yorgun bir kalp dışında. Cevabımdan emindim aslında bu zamanda bir insana kalbini sunabiliyorsan en büyük iyiliği yapıyorsun ona. O zamanlar yurtdışına çıkmak zorunda kalacaktım. Bekler mi seni 6 ay e sonra 6 ay askerlik, hakkın var mı bekletmeye. Ölüm var Emir var mı garantin verebilecek misin hakkını verdiğin umudun dedim. Korktum birden. Peki bekleyerek ne yapacaksın var mı garantin onun nefesine ve ya senin nefesine dedim bu sefer. Geri sayan ayrılıklar güçlendirir bizi bir ömrü korkaklığıma yenik düşüreceksem zaten ne gerek var ömür de yaşamaya dedim. Biliyorum Papatyam cesur olamadım ama her zaman bir şeyi savundum. Olduğu vakit olması gerektiği vakittir. Sabır kulun sınavıdır. En iyi şekilde verdik papatyam sınavımızı.

Saat 4, dün de 5 gibi yatmıştım ondan önce ki günde.. Böyle gidiyor hayatım bu sıralar. Gece olduğu zaman sadece seninle konuşmak istiyorum seninle geçsin ki gecelerim her sabaha senin gülümsemen uyandırsın beni. Şimdi geldi aklıma. Sana ağır gelir demiştim benim sevgim. Senden korkmuyorum tüm gücünle sev beni demiştin ya hani. Deli cesareti işte bu, delice sevmek bu. Tanımadan sevmek, ruhunu sevmek. Sahtelikten koşarak uzaklaşmak. O akıllı cevapların beni sana bağladı işte Papatyam. Egonu değil ruhunu beslemek için seviyorum seni. Eski vakitlerdeki gibi, bir bakışına yazılıyordu ve yazılıyor tüm kelimeler. Kendini bilen bir sevgili olmaya çalışıyorum. Adımlarımı ağır atıyorum olgun bir insan gibi her ne kadar çocuk ruhuma teslim olup senin yokluğunda bir kitap yazsam da ve yüzlerce şiir hepsi seni anlatan. Biz ne çocukluğumuzda ki saflığı kaybettik ne yaşımızın olgunluğunu. Sevda yolunda özledik, bekledik, üzüldük, çektik, terkedildik, sevilmedik belki ama bir anımız da bile umutsuzluğa salmadık ruhumuzu. Her zaman inananlar kazanır Papatyam. Ben Bize İnandım da serdim gözler önüne kendimi. Bir seferlik değil bin asırlık bir aşk sundum kalbinde ışık kalanlara. En güzel yazımı yazdım 4 harften oluşan. Adını yazdım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder