25 Ağustos 2013 Pazar

Benimle Oynar mısın?

Ufacık bir oyuncağım ben.
Dünyanın orta yerinde unutulmuş,
Canı isteyenin gelip oynadığı sonra kimsesiz bıraktığı.
Ağlamalarımı duymayacak kadar sakin dünya
O kadar anlamsız ki bu sakinlik, bu sinir.
Ben buradayım kimse yok mu diye çığlık çığlığa susuyorum.
Yine kimsesiz kalıyorum.
Asırlar sonra biri geliyor.
Alıyor eline beni gülümsüyorum.
Kolumu, bacağımı çekiştirmiyor.
Kalbime değiyor dokunuşları sonra hop o da fırlatıyor elinden.
Ben yine kendimleyim.
Ufacık bir oyuncağım ben,
Umursayanların bile unuttuğu,
Sevenlerin eline hüzünden pas geçen
Ruhunu kaybetmiş bir oyuncağım.
Bir damla aksa gözyaşım belki beni farkederler.
Belki hiç bırakmamak üzere biri cebine koyar beni.
Belki de oynar, oynar bırakır yine.
Hoş, 
Yalnızlık, bırakılmaktan daha kolay.
Ama 
Belki bu sefer sebepsiz yere ortada kalmam diyorum.
Bu sefer kırmazlar bir yerimi,
Sever olduğum gibi beni.
Ama 
Tekrar
Ve 
Tekrar
Sadece Sevip Bırakıyorlar beni.
Ne de Olsa Küçücük bir oyuncağım
Kim ne yapsın ki beni..

23 Ağustos 2013 Cuma

Okursan Anlarsın Müslüman.

Benim için uzun zaman oldu. Yazmaya değer konu çok ama yazacak kelimem az oluyor bu günlerde. Bazen dayanamıyor patlıyor cümlelerim okumak isteyen gözlere. Bugün,bu an bahsedeceğim konu biraz ilmi olacak biraz kişisel, biraz dini. Şimdiden nefis tiryakileri sayfayı kapatabilir. Usulca yaptıkları boş işe geri dönebilirler.

Allah, her ilmi yönden az da olsa gelişmiş müslümana tebliğ etmesini, anlatmasını, hidayet için vesile olmasını söylemiştir. Emri bil maruf nehyi anil münker dediğimiz bu olay ilim yönünden bilmeyi ve özellikle Müslüman kimliği taşımayı gerektiriyor.

Peki kimdir bu Müslüman kimliği taşıyan?

En basit şekilde İslamın ve İmanın şartlarını kabul eden ve o yönde yaşayan ( yaşamaya özen gösteren oldu artık) kimselerdir. Yani Allah'a iman, Peygamberlere iman, Meleklere iman, Kitaplara iman, Hayr ve şerrin, kaza ve kaderin Allah'tan geldiğine iman ve Kıyamet gününe iman etmiş oluyor Müslüman. İman etmekten kastım koşulsuz kabul etmek aslında. Burada ince bir konuya geçeceğim. Kitaplara iman diyoruz. Kitap, Kuran-ı Kerim. Aşk tarafından gönderilmiş tamamen açık bir Sır kitabı. Emirler belli, yasaklar belli. Peki hangi Emirlere uyuyoruz, hangi yasakları çiğniyoruz? İşte Müslüman kimliği burada devreye giriyor. İstediğini alıp istediğini kenara koyarak yaşanan bir hayat maalesef sadece kendini kandırmak oluyor. Yani öyle bir şey ki bu İman Şart diyoruz. Bir nevi "Zorunlu". Peki yasak denilen şeyi yaptıktan sonra iman etmiş mi oluyoruz Kitab'a. Peki farz dediğimizi yapmadığımız da kabul etmiş mi oluyoruz yapmak zorunda olduğumuzu? Kısaca biz gerçekten tam olarak iman etmiş mi oluyoruz? Kaçma nefis bir dur anlatacaklarım var daha.

Erkek kısmına değineyim bunun bir. Sana helal olmayan kadına dokunmak haram değil mi? Peki ya içki? Küfür şeytandandır demiyor mu kitabın? Küfredeni Lanetlerim demiyor mu Rab'bin? Gözün de hakkı yok mu üstünde, elin, dilin, aklın. Gafil misin senin olanı kontrol etmeye yoksa kontrol etmek mi istemiyorsun?

Peki kızlarımız ne alemde? Kim kabul etmezse kapanmanın farz olduğunu apaçık gafildir. Peki kapanmak nedir? Kapanmış gafillerimiz ne durumda? Allah Size Helal olmayanlara Karşı Haram olan bölgelerin örtünmesini, vücut hatlarının görünmemesini emrediyor.( Buna kulak, boyun, kol, bilekten yukarısı dahil) Moda ise tam tersini. İşte burada Şeytan devreye giriyor. Güzellik için değil Edeb için Kapananlara Müjde. Cennet Sizindir.

Sor kendine Müslüman,
için gerçekten yanıyor mu Mısırda katledilen kardeşine. Sen de Sosyal medya delisi misin yoksa. Her yana kayan mı olmalı Müslüman yoksa Emrolunduğu gibi Dosdoğru mu olmalı? Sor kendine.

Bir de bu konu var Müslüman kardeş. Benim sözüm, özü doğru olup yanlışa kaymışlara, gönlü hidayette olup farkında olmayanlara. Müslüman olup münafığa kayanlara. Sana, bana, bize yani. Hani kendi evladının canı yanar ya, kardeşinin, yeğeninin ya da sevdiğinin. Öyle hissettin mi katledilirken insanlık. Yıllardır filistinde dönen oyun görülmezmiş, Arakanda insanlar katledilmezmiş gibi Mısır yandı Rabia oldu her taraf. Olsun mutluyuz hamdolsun göz açıldı ama Şov bittiği vakit kim kalacak meydanda? Gönlün yansın Müslüman, Canın acısın. Dua et, Yan, Oku, Namaz Kıl. Allah O'nu istiyor senden, benden, bizden. Aşkla gel diyor kapıma, başka türlü gelirsen ne farkın var. Aşkla gidelim Rahmet Kapısına. Merhamet dileyelim Yanan kardeşlerimize. Bir gecelik dahi olsa Yanalım. Bir yanalım, bin olalım.

Kafa kağıdı müslümanlarından değil İman dolu Müslüman Olmak için Gayret Edelim. Anlatalım, Yayalım, Uyaralım. Biz, Doğru olmazsak. Yanlış hiç bitmez. 

Selametle Kal Müslüman.

15 Ağustos 2013 Perşembe

Sözsüz Şair

Bitirdim kelimelerimi
Son raddesine kadar kullandım.
Dilsiz bir şairim artık.
Kelimesiz bir roman,
Renksiz bir tual,
Yıldızı olmayan boş bir gökyüzü.
Bin bir çabayla ayakta tutmaya çalıştığım kalbimi de aldı biri
Veremez geri.
Boş bir evde
Boş bir kafayla oturuyorum.
Gece yarısını geçmiş saat,
Geçmiş benden yarım yarım zaman,
Ben geçmişim artık.
Bir gitar sesi var kulağımda
Bir beste var
Ölüm var unuttun zaten bir gün gideceğim
diyor yazan.
Gideceğim bir gün diyorum.
Şaka yapmıyorum
Hepimiz gideceğiz.
Susuyorum artık.
Çığlık çığlığa susuyorum..
Sana doğru geliyorum
Suskun vaziyette
Renksiz, kelimesiz, kimsesiz.
Bir sen davet edebilirsin beni dünyanıza,
Bir sen hoş geldin diyebilirsin.
Kime söylüyorum ki
Ben zaten gitmişim..

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Bir Seçim Bin Değişim

Selamun Aleyküm,

Düşünmeden durmadığım bir mevzuda, yine gece uykusuzluk baskın geldi yazdım. Bilirsiniz ki, dünyaya gelmiş 124 bin (eksik fazla Allah bilir) peygamber var. Fakat Resul olarak gönderilen sayı sadece 313. Buradan hemen bir başka kısma geçecek olur isem. Allah bu evreni, dünyamızı, seni, beni, herkesi Peygamber Efendimiz (S.A.V.) hürmetine yarattı. Her şey ama her ufak detaydan dahi O'nun haberi var. Yaradan, yarattığından habersiz olur mu hiç.
Kimilerine göre milyar yıllar geçti ve O geldi dünya'ya. En doğru zamanda, en doğru yere, en doğru şekilde geldi. Bir merhamet tecellisi, Rab'bin en büyük hediyesi İmanı getirdi bize ve ilk savaşlarına girdi tam teslim Müslümanlardan oluşan bir ordu. Tam 313 Müslüman. 313 Cennet ehli.. Cennetle müjdelenen 313 Ademoğlu.
Allah istediği vakit Hak'kı galip getirdiğini gösterdi Batıla. Hemde nasiplenenler için öyle bir sayı ile ki tam Resul sayısı ile aynı. Ne 1 eksik Ne 1 fazla. İşte Allah Her şeye Kadirdir..

Sonra düşünmeye başladım tekrar. "Hiç bir şey sebepsiz değildir" diyor. İncelikten, olayların arka yüzünden, Kaderden, Hayır görünen de şer olmasından başladım. Hayatımız boyunca yaşadığımız milyonlarca örnekten biridir belki. Bir seçim yaparsın sadece 1 tl verirsin, anlık bir seçim. Belki cebinde bozuk olmasını sevmediğinden bile vermiş olabilirsin ya da ihtiyacı olduğunu düşünerek. O 1 tl bir başkasına gider, sonra başkasına, sonra başkasına. Zaten sana o para başka birinden gelmedi mi? Para örneği en kolayı diye ondan örnek veriyorum. Mesela düşün, İnternet hiç bulunmasaydı. Ya da baban, deden, biri farklı bir seçim yapsaydı ve sen internete hatta hiç bir yere erişemeseydin. Sadece 1 anlık karar değişimiyle tüm hayatın değişmeyecek miydi? Bunu şuan okuman bir seçim değil mi? Kaderin binlerce yolundan birindesin. Her birimiz bir yoldayız.
Peki bizi bu yolda kesiştiren ne?

İşte bunu sorguluyorum sürekli. Bu kadar uzak yollardan Seni bana bulduran, gösteren, sevdiren, benim hangi yoldan gitmemi ister. Yanlış düşünmediğimi defalarca soranlara anlatmaktan bıktığım için yazdım bunu. Benim bir inancım var ve inancım diyor ki " Hiç bir şey Sebepsiz değildir". Eğer O gece O saatte Bambaşka bir şey ararken Seni bulmam, O üsküdar, O bilmece ve nicesi Sebepsiz değilse bu hüzün de sebepsiz değildir. Bana yanlış kişiden bahsetme sakın. Benim senin hayatında bir rolüm var ve senin benim hayatımda bir rolün. Bunda bir yanlışlık olamaz çünkü Senarist Kusursuz.

Sevgiyle..

9 Ağustos 2013 Cuma

Aldanma..

Selamun Aleyküm,

Bayramınız mübarek olsun sayın insanlık. Bir gece ilaçlardan uyku tutmadı. Yazmak vaktidir dedik sabaha karşı. Eskiden kalemi aldım elime derdi yazı sanatkarları, şimdi dizimizin üstünde bir kütüphane içi boş sayfalarla dolu. İnsanlık diye başladım ya insanlıktan bahsetmek isterim biraz.

Aldanmayın hoş görünüp çok gülene, delillere aldanmayın. Çok gülenin çok derdi vardır, maskelere aldanmayın.
Aldanmayın çok dinini övene, yaptığını çok görene aldanmayın. Bir sinektir insanı cennete sokan ve aynı sinektir cehennem sebebi aldanmayın.
Aldanma çok sevene, aldanma dost diyene aldanma. Zor günün gelir, laf gelir, borç gelir, hüzün gelir. Gör o vakit dostunu aldanma.
Aldanma her seviyorum diyene, her yanana aldanma. Gün gelir sevdiği gider başkasına o da sayar aldanma.
Aldanma ben bilirim diyene, çok bilene aldanma. 1 bilen 1000 eksiktir zaten, alime bile aldanma.
Aldanma çok zenginim diyene, çok malı olana aldanma. Su da bitirir ateşte serveti. Rızkın geldiği yeri bil aldanma.
Aldanma çocuksu sözlere, gözlere bak aldanma. Bak sokak çocuklarına gözlerinde ki yaşı gör aldanma.
Neşeli insana kanma hemen, yüzüne gülene aldanma. Sana ağlayan daha dosttur sana, her gülene aldanma.
Derdini dinleyene aldanma, hemen dostum sayma. Dert senin derdindir o da üzülür sayma.
Güvenme kendi merhametine, kibirsizliğine, ilmine sakın kendine aldanma. Bak sokakta aynı melodiyi sabahtan akşama kadar çalan çocuğa. Var mı bende o sabır de aldanma.
En büyük dert bende diyene kanma sakın arkadaş. Derdini büyük sanma. Derdi veren dermanı çoktan hazırlamıştır kendini bir şey sanma.
Kaptırma kendini dünyaya, toptan kalıcıyım sanma. Sende kapatırsın gözlerini, o vakit uzak sanma.
Unutma hesap var arkadaş, sana gelmeyecek sanma. Bir ölümlük yaşamını boşa heba edip yanma.

Dosttan dosta, Sevenden Sevgiliye nasihat diyelim. Nasihatın 1 i kalır 99 u gidermiş. 1'inin kalmasının duasıyla. Allah'a emanet..