29 Ekim 2013 Salı

Gerçek Şahdamarından Yakın

Beni çıkarın bu kuyudan
Çok uzun süredir buradayım
Yok mu bir ip uzatacak bir nefeslik güneş ışığı uzatacak.
Öyle yorgunum ki umut etmekten, umudumu kaybetmekten.
Hayat yolu üzerinde hiç mi yok gerçekliğe susayan,
Hiç mi yok sözcüklerimi duyan biri.
O denli yoruldum ki anladım Yusuf'u.
Nasıl bir sabır, Nasıl bir teslimiyet örneği bu.
Paçalarıma bulaşan geçmiş hatalarımı temizliyorum.
Kendime söylediğim yalanları bağırıyorum kuyunun içinde.
Yaşamaya çalışıyorum ne denersem deneyeyim çıkamayacağımı bildiğim bu kuyuda.
Gerçekliğe düştüm, gerçeklere düştüm ufacık akıl kuyumun içinde.
Şimdi ağırlığını, dipsizliğini kaldıramıyorum.
Ne kolaydı bilgisiz yaşarken, Ne kolaymış düşünemezken.
Gerçekleri bilmek ne de ağır geliyor, öğrendikçe acizlik çöküyor gözlerime.
Bir kaç damla göz yaşı temizliyor utanmaz çehremi.
Biraz nefes alayım diye kandırıyorum kendimi 
Bir an unutsam, unuttuğum için kızıyorum daha sonra uzun uzun.
Bir çıksam bu kuyudan biliyorum daha derine düşerim.
Korkuyorum, daha çok öğrenmekten ve öğrenememekten.
Korkuyorum bilen cahillerden olmaktan
Korkuyorum ki bildiğim şeyleri bilmemekten.
Ne çıkasım var bu kuyudan ne de gücüm daha derine inmeye..

24 Ekim 2013 Perşembe

İyi Geceler Sevgilim

Parça Parça yazacağım yine
İçimde konuşulanlar kelimelere dağılsın biraz daha
Bir kepçe daha koyacağım dağılmış soframa.
Bu gecelik melankolik olalım mı?
Mutsuz demiyorum bak mutsuz hiç değilim olmak huyum değil zaten
Biraz melankoli kimseye zarar vermez.

Sadece gözlerimi kapattığımda değil gün ışıdığında da seninle olmak istiyorum.
Mutlu anlarımı paylaştığım gibi en mutsuz anımda da kollarında huzuru bulmak,
Seni bir kaç anıya değil kapanacağı günü bilmediğim bu gözlerin gördüğü her yere katmak,
Çaldığım her şarkı, yazdığım her yazı, her yediğim yemek, her kahkaham seninle olsun istiyorum.
Biz ne güzel diyoruz "olacak İnşaAllah."
Bizi birleştirmek sadece Allah'ın yapabileceği bir şey değil mi?
Kimden istedim ki seni O'ndan başka.
Kim sokabilirdi kalbime seni O'ndan başka.
Sabrediyorum sanırdım.
En zorunu atlattık derdim.
Zamanla kolaylaşacak.
Sınavımı veriyorum derdim.
Hep bekledim deyip durdum sana.
Beklemek kolaymış, aramak, sürekli bakınmak.
Zor olan bulduğunda ayrı kalmakmış be sevgili.
Zor olan bir kere gözlerine uzun uzun baktığında gözlerimin başka gözlere kapanmasıymış.
Sakın şikayet ediyorum sanma Asla ama Asla etmem.
Rab'bime hamdolsun ki bir derece daha yükseltti sınavımı.
O'ndan daha yana yakıla istiyorum Seni.
Sen şimdi güzelce uyuyorsun, bana kızdın, yaptım yine bir şeyler..
Uykuyu yasakladım kendime sanki 2 günlük bir yoldan gelmemiş gibiyim.
Sadece gözlerimi kapadığımda yüzün geliyor önüme.
Üzülmüyorum, Mutsuz değilim sadece İstiyorum.
İstiyorum ki O Suret gözlerime kazınırcasına benim olsun.
İstiyorum ki Ömrüm Senin Olsun.
Sen Benim ol.
Ne çok istiyorum değil mi?
Aslında bir tek Seni istiyorum ama Ne büyük bir İstek bu.
Allah'ım Seni Bana Nasip Etsin demek geliyor dilimden, elimden.
Allah'ım Seni Bana Nasip Etsin.
Amin..

12 Ekim 2013 Cumartesi

Doğum ve Ölüm

Tam 2 gün kaldı,
2. Sürprizimi yapmam gerekirdi sana
Elimden geleni yapacağıma söz vermiştim.
İlk elimden gelen çizmek oldu bizim ilk anımızı.
2. si ise yazmak olacaktı elbette.
3. de Sürpriz olsun şimdilik.

Aldım karşıma resmini konuşur gibi yazacağım şimdi kimler okursa okusun kimler görürse görsün kim gülerse gülsün...


Elinde tutmuşsun Papatya'yı.
Hani Seni gördüğüm an dilimden çıkan ilk kelime "Papatya".
Sana baktığımda gördüğüm o Papatya ellerinde.
Minnacık ellerinde senin güzelliğini kıskanan bir Papatya var.
Güneşi de kıskandırıyorsun ya işte
Bakış atmışsın sanki gel bana aşık ol der gibisin.
Hafif bir tebessüm etmişsin.
Yanağında minik bir gamze.
Avuçlarıma alsam yanaklarını da gözlerine baka baka kaybetsem aklımı.
Çok akıllı sayılmam zaten tescilim de var delilikten ya her neyse..
Sana geri dönüyorum baktıkça gülümsüyorum
Baktıkça Seviyorum.
O gözlerini dikmiş halde bana bakışına odaklanıyorum 
5 saniyeden fazla bakamıyorum kaçırıyorum gözlerimi.
Sahi ya ben daha resmine uzun uzun bakamazken
Nasıl gözlerine dalmışken kaybetmem ki 3 kuruşluk kendimi..
Her dakika nazar değdiriyorum belki sana ondan dolayı her seferinde Maşallah diyorum.
Her seferinde Aşık oluyorum sana Ondan dolayı asla vazgeçmiyorum.
Diyorum ya Deliyim
Deli gibi Seviyorum.
Sen pek sevmiyorsun ama
Doğduğun günü bayram ilan ediyorum.
Aşkın Doğumuna,
Sevdamın ilk nefesine adıyorum ömrümü.
Sen doğduğunda ölmüşüm ben bilmiyormuşum.
Sen İyi ki doğmuşsun
Ben İyi ki ölmüşüm.
Ayın 15'ini Papatya Günü İlan ediyorum.
Gariban bahçemin Tek çiçeği
Bir Ömür Aç bahçemde.




6 Ekim 2013 Pazar

O Bunu Haketti

Kalabalıkta kaybolduğun oldu mu hiç?
Ya da çok mutlu görünüp içinin yandığı?
Sahi yalnız kaldın mı sen hiç, gerçekten ama gerçekten yalnız..
Böyle herkesin etrafında olduğunu düşün
Büyük bir kalabalığın ortasındasın herkes mutlu gözüküyor herkesin aklı sadece o an mutlu olmakta
Hiç baktın mı öyle insanlara
O gözle..
Ne kadar boş geliyor onlara bakıyor olmak. Bazen sadece her birinin mutluluğunun sebebini sormak istiyorum.
Nedir bu kadar sizi mutlu eden?
Daha doğrusu nedir bu kadar sizi mutsuz edip mutluluk maskesinin arkasına saklayan?
Yalan mı şimdi bu söylediğim.
En mutlu gözükenler büyük eksikliği olan insanlar değil mi?
Kimi kandırıyoruz, Hangimiz çocuğuz ki artık?
Sahi en çok gülmeye çalışanlar aslında gülmenin özlemini yaşayanlar değil mi?
Mutluluktan söz dahi etmiyorum.
Ne yani Sevgili olmadan mutlu olabiliyor musunuz?
Sevdiğiniz kişi olmadan mutlu mu olunur ne saçmalıktır bu.
Bu aile de olabilir bir bireyde ama insan sevdaya muhtaçtır.
Ve o büyük kalabalıklarda çılgın gibi mutlu gözükenler bunun hasretinden deliye dönenler işte.
Gerçekten kendisini tamamlayan bir insanı bulamayanlar, kendisini yargılamayan, kendisini sorgulamayan insana tutunmayanlar nasıl mutlu olabilir ki.
Sadece kendi kendimize itiraf edelim ama mutsuzluğumuzu, aman dışarısı duymasın.
Sormaya başlamıyorlar mı bir de vay niye mutsuzsun kim ne yaptı ya da Yine mi O diyerek.
Dış dünyanın sizin içinizle ilgilenmeyip de kendi fikirleriyle sorguya çekmesinden bıktınız sizde değil mi?
Herkes ama herkes itiraf etmeli bir şeyin eksik olduğunu.
Yazın, çizin, bağırın ama itiraf edin. Daha ne kadar sıkıcı bir hayata ya da mutsuzluğa hapis yaşayabilirsiniz ki zaten.
Ne kendinden kaçabilirsin ne gerçeklerinden öyle değil mi?
O zaman hadi dinle bak ben ne diyeceğim şimdi?
İyi dinleyin ama herkese söylemem size özel (göz kırpma işareti)
Biri var hayatımı alt üst eden
Biri var benim bile bilmediğim bir sebepten aklımı fikrimi kalbimi alt üst eden
Beni kendisinden korumaya çalışan biri var
Benim sıkı sıkıya yapışmak istediğim
Sarılmak istediğim biri var.
Ben yazarak ağlıyorum belki bilmiyorum ya da haykırıyorum kelimelerimle.
O ki benim göz yaşımı kahkahalara çevirebiliyor.
O aslında büyücü
O çok farklı bir şey
Bir tek kendini bilmiyor geri kalan her şey bilgisi dahilinde.
Övgü ve ya iltifat gerekmiyor O'nu anlatmaya
Bir iki sözcük yetiyor sadece.
"O Beni haketti."
Buna bencillik diyebilirsiniz egoist deyin bana hatta.
Ama sadece şunu söylemek istiyorum Bir insanın emaneti canıdır. En kıymetlisi de kendisidir zaten. Duygular bile kişinin kendisini mutlu etmek için vardır. Ego bir insanın var olmasıdır. Ben de egomu O'na sunuyorum işte. Emaneti veriyorum ya da Emanet alıyorum. Kendimi O'na veriyorum ya da O'nu kendime alıyorum.
Öyle bir kaç cümle haykırıp bu geceyi de rahat bırakıyorum.
Teşekkürler dinlediğin için sessizliğimi.
Sahi müzik çalmıyorsa kulağında şuan sessizce benim sana konuşmamı dinliyorsun öyle değil mi?
Beni duyuyor olmanız çok güzel..