29 Ekim 2013 Salı

Gerçek Şahdamarından Yakın

Beni çıkarın bu kuyudan
Çok uzun süredir buradayım
Yok mu bir ip uzatacak bir nefeslik güneş ışığı uzatacak.
Öyle yorgunum ki umut etmekten, umudumu kaybetmekten.
Hayat yolu üzerinde hiç mi yok gerçekliğe susayan,
Hiç mi yok sözcüklerimi duyan biri.
O denli yoruldum ki anladım Yusuf'u.
Nasıl bir sabır, Nasıl bir teslimiyet örneği bu.
Paçalarıma bulaşan geçmiş hatalarımı temizliyorum.
Kendime söylediğim yalanları bağırıyorum kuyunun içinde.
Yaşamaya çalışıyorum ne denersem deneyeyim çıkamayacağımı bildiğim bu kuyuda.
Gerçekliğe düştüm, gerçeklere düştüm ufacık akıl kuyumun içinde.
Şimdi ağırlığını, dipsizliğini kaldıramıyorum.
Ne kolaydı bilgisiz yaşarken, Ne kolaymış düşünemezken.
Gerçekleri bilmek ne de ağır geliyor, öğrendikçe acizlik çöküyor gözlerime.
Bir kaç damla göz yaşı temizliyor utanmaz çehremi.
Biraz nefes alayım diye kandırıyorum kendimi 
Bir an unutsam, unuttuğum için kızıyorum daha sonra uzun uzun.
Bir çıksam bu kuyudan biliyorum daha derine düşerim.
Korkuyorum, daha çok öğrenmekten ve öğrenememekten.
Korkuyorum bilen cahillerden olmaktan
Korkuyorum ki bildiğim şeyleri bilmemekten.
Ne çıkasım var bu kuyudan ne de gücüm daha derine inmeye..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder