5 Temmuz 2013 Cuma

Geldin, Yandım, Yaktın

Üstünden 1 hafta geçti ama ben yazacak cesareti anca buldum bu konuda. Konumuz TK 1962 yani daha anlaşılır adıyla "Yâr'e kavuşturan vasıta".

Biraz geç öğrenmenin verdiği heyecan ve telaş vardı üstümde. Yetişemeyeceğimi söyleyip, durmadan telefon trafiğine maruz bırakan dostlarım sağolsunlar oradan buradan bir şekilde bindim otobüse. Yanımda akbil olmadığını farkettiğim vakit içeri doğru bakındım bir tane abi uzattı akbili o da sağolsun. Oturdum yanına nereden nereye öyle midir kaç dakika da gider muhabbeti ediyoruz. Uçağı kaçırma telaşı sarmış şoförü de uyarmış binerken, uçarak gidiyoruz. Ablası rahatsız olduğundan her hafta düzenli istanbula geliyormuş trafikten nefret etmiş işte bir isyan çekti öncesinde sonra şükretti ama ablası iyi olduğu için. Döndü dedi sen nereye gidiyorsun? Sevdiğim geliyor amsterdam'dan yeni öğrendim iniş saatini O'nu karşılayacağım biraz karışık o beni görmeyecek ama tabii dedim. Uçağın ismini sordu telefondan hemen thy uygulamasını açıp iniş saatine baktı. "İyi rötar yok kavuşacaksınız İnşallah" dedi. Yarım saatlik bir yol hemen geçti gitti kısaca. Sana açılan yollar hep böyle güzel oluyor işte. Uçağın iniş saati 19.45. Ben dış hatları buldum kapının karşısına dikildim elimde geçen zamanlarda sana koparıp saklayacağımı söylediğim papatya. Tek derdim sözümü yerine getirmek ve yüzünü görebilmek. Saat 20.00 beni bir telaş sardı geçti buradan ben görmedim diye. Saat 20.10 içeri girip tek tek bakınmamak için zor duruyorum. Saat 20.25 civarı bir vakitte ( şarjım bittiğinden tam vakti kaydedemedim) içeride tanıdık bir yüz gördüm. Uzakta vodafone'un yanında ablası duruyordu. Arkasından erkek kuzeniyle O geldi. Yavaş yavaş kapıya doğru gelirken yüzüne baka kaldım. Bunca zaman sonra direkt olarak karşımda olması bana düş gibi geliyordu. Tam yanımdan geçti gitti ben O'na mest olmuş halde bakarken. İçimden geçen tek bir şey oldu " Ne kadar yakışmış pembe ya çok şirin olmuş papatyam". Kendimi hayaletler gibi hissettim aslında. Sadece ses çıkaramıyordum oysa ki gözlerim bas bas bağırıyordu. Otobüse binmediler devam ettiler sonradan otopark olduğunu öğrendiğim yere girdi. Güvenlikten geçerken kısa bir süre beklediler camın öteki tarafından yüzünü izlemeye devam ettim. Gerçekten hayalet gibiydim O'nun için. Öyle garip oldum ki sürekli gülümsüyordum. Yürüyen merdivene bindi suratı asılmış vaziyette. Yolculuktan yorulmuş besbelli ama özgürlüğüne geldiği içinde bir o kadar mutlu. O'nu görmüş olmanın ve aslında rahatlıkla geldiğini görmüş olmanın verdiği huzurla geldiğim otobüse bindim geri döndüm. Soranlara bir şey anlatamadım merak eden çok oldu ama ben bunu açıklayacak bir kelime bulamadım. Bugün birisi söylemişti O biraz açıklıyor sanki " İftar yapmak gibi." O ilk su içişte ki huzur. Senin orucunu tutuyorum bozmamak üzere Papatyam. Ezan bizim için ne vakit okunursa o vakit iftarımızı yapacağız birlikte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder