13 Nisan 2014 Pazar

Yarımın Yarımı

Şehrin merkezindeki bir kuytudan Âh sesi işitildi. Eyvah! nedir bu çığlık diyerek ahali oraya toplandı da, eşini bulamayan bir gönlün feryadına şahit oldular. Beden şehrinin en kuytu yerinden olan kalp, eşini bulana kadar Âh edip feryat eder içeride. Yarımlığını dile getirir, yarsızlık değil, yarımlıktır derdi. İşte benim gibi biçare olanların farkına varamadığı, daha doğrusu duyamadığı bu feryat aslen gönül bahçemizin toprağının sarı çiçeğini çağırması, yarımlığını tamamlaması için bir çağrıdır. İşte böyle bir hâl ile üstâdın karşısındaydım.

"Edeben nasıl sorulur bilemedim, yalnız kafamın içinde bir soru var ki, bu soru benimle doğdu benimle büyüdü  benimle yaşıyor üstadım." dedim.
-"İnsan yaradılışı suallerle dolu iken, zaman içinde bir çoğu kaybolur ancak bir kaç tanesi vardır ki bir ömür sorar dururuz. Buyur evlat nefsini yoran ruhunu saran bu merak neyin üzerinedir? dedi.
"Kendime soracak başka bir sual bulamadım üstadım. Ben yarımım, ne vakit gelecek benim yarımım? dedim.
" Akıl bali her nefsin soracağı bir sorudur ki bu, ruhun da, nefsin de denk kaldığı bir nokta ile çıkar karşımıza. 'Beşeri Aşk'.. Allahu Teâlâ Araf suresinde buyuruyor ki "Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. Sadakallahûl Azim.. Rab'bimiz, insanda olsun, hayvanatda olsun eşleri birbirine muhabbet içinde yaratmıştır. Bu muhabbet insanda ancak ve ancak Allah'ın kalplere yerleştirmesi ile ortaya çıkar ki bunu 'Rahmani Aşka' götüren bir yol olarak gören şahıslarda hem mutlu bir dünya hayatı hem de mutlu bir ahiret hayatı görebiliriz evladım. Kişi eşini seçerken öncelikle kendisini tartacak, daha sonra karşısındakini tartacak. Buna şahsi muhasebe diyecek olursak, önce kendimizi dilimizden başlayıp her hareketimiz ile, düşüncemizle bir hesaba çekmeliyiz. Daha sonra eşimizi hesaba çekmeliyiz. Biz on isek eşimiz bir olsa dahi dokuzunu muhabbet ile örtmek gereklidir evladım. Sevgi rızayı gerektirir. Rıza sabrı, sabır ise teslimiyeti. İşte evliliğin en temel kuralı da budur Teslimiyet. Çünkü bir ömür yaşasan her gün yeni bir huyunu öğrenirsin insanın. Bir huyunu sevsen bir huyu ters gelir. Zamanla göze batmaya başlar, önce kalbe sonra dile vurur. İşte başında teslim olursan sonunda murada eren olursun. Bu şu demek değil ki körü körüne biri ile evlen. Ancak, en biliyorum dediğin dahi muammadır bunu bilerek bir yastığa baş koy evladım. Bunun dışında bu devirde en değerli taştan daha değerli bir şey söyleyeyim mi evladım?" dedi.
" Lütfen üstadım" dedim.
"Bu devrin en kıymetlisi haline rıza gösteren ve edebi ve hayâsı ile süslenen eştir evladım. O kimsedir ki eşinden razıdır. Allah'ta ondan razıdır. Bir kadın kocasının en büyük dayanağıdır. Ancak öyle bir dayanaktır ki erkeği yükseltir ve ona hem sırdaş hem yoldaş hem de ilmen akıl hocası olur. Erkekte hanımının derdini dinlediği dostu, yorgunluğunu alan huzuru ve onun yanlışı olduğu vakit uyarıcısı ve koruyucusu mertebesinde olmalıdır. İlmin bittiği bir evlilikte evli olanlar ancak nefisler olur ki, o evde kavga ve gürültü eksik olmaz. İlim  muhabbetle, muhabbet de Muhammed (s.a.v.) ile olur. Evli bir erkek Peygamberimiz (s.a.v.)'in eşine nasıl davrandığını bilir de öyle davranır, hanımı da Hazreti Hatice annemiz gibi eşine tam bir teslimiyet ve sadâkat içinde olursa o evlilik iki dünyada'da sevgi, muhabbet ve İlahi nazarın çerçevesinde sürer gider. Unutma ki erkek gayrimüslim ancak kitaplı bir dine mensup bir hanım ile evlenebilir iken, kadın için bu haramdır. Bu erkeğin yaradılış fıtratına yönelik bir mesajdır ki hanımının yanlış olan bir halini düzeltmek senin boynuna borçtur zorlayamazsın ancak uyarmak zorundasın. Kadının kalbi, erkeğin de dili kırılgandır. Dilini yumuşak tuttuğun müddetçe mutlu olursun evladım. Sıra sualine geldi. Senin için hayırlı olan tam vaktinde gelecektir evladım. Vakti acele olsun diye hayırsızı çağırma. Bil ki yarımsan, yarın seni yarın bekliyordur." dedi.

"Bir sual yöneltsem bin cevap alıyorum üstadım. Akıl kalbe yerleşti, beden tefekkürde soruyor, Bu testi bu deryayı nasıl alsın?" dedim.
"Derya testinin içinde duruyor biz ise deryanın içinde, içinde kalsak dünyaya karışırız, dışarı çıksak mecnunluğa. Çırpınmamızın sebebi budur evladım." dedi.
"Bir damlayı derya eden Rab'bim ne büyüktür. Elhamdülillah üstadım." dedim.
" Allah kelamı konuştukça ruh, muhabbeti susamış bir insanın su içişi gibi içer evladım. Bize şimdilik müsaade." dedi.
" Allah sizi sevsin üstadım. Hayırlı akşamlar" dedim ve ince bir buz parçasına basar gibi zarafetle yürüyerek uzaklaşmasını izledim.
Allah bizi sevsin. Amin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder